4 Haziran 2013 Salı

saygılı bir türkiye için...

ben kemalist değilim, ve kemalizme karşı mücadele ettim ediyorum, o nedenle referandumda yetmez ama evet diyenlerdenim... ancak başbakanın kullandığı dili va saygısız üslubuna da karşı çıkıyorum. ''yanlış cumhuriyet'' diye adlandırdığım (nişanyan'ın sevdiğim kitabından alıntılayarak) cumhuriyetin
yapmış olduğu (nedeni ne olursa olsun) bazı yapıları
hunharca yok etmeye çalışmak, cumhuriyetin yaptıklarından (osmanlı tarihini, kültürünü yok saymak gibi) ne farkı var?
taksim’de yapılmaya çalışılan tam da bu işte. çünkü taksim cumhuriyetin bir meydanı, bu meydan yok edilmeli cumhuriyetin izlerinden biri daha silinmeli mantığı ile yaklaşıyor duruma başbakan ve onun gibi düşünenler. taksim’in bir başka simgesel özelliği daha var. taksim 1 mayıslarla direnişin, işçi sınıfının, adalet ve özgürlük isteyenlerin de simgesi olmuş durumda. onyıllarca süren mücadele sonucunda, büyük bedeller ödeyerek taksim özgürlük ve adalet arayışının da, 1 mayısın da meydanı oldu.
taksim, ne gariptirki hem cumhuriyetin, hem de yıllarca cumhuriyete muhalif olan adalet, özgürlük isteyenlerin devrimcilerin, komünistlerin, anarşistlerin yeşilcilerin, kürt özgürlük hareketinin ve yok sayılan ermenilerin de simgesi oldu.
başbakan ve onun yakınındakiler cumhuriyetin taksim’de yaptıklarına saldırırken, özgürlük ve adalet arayanlara da saldırdığını biliyordu.
şimdi, taksim için kemalistlerin de olduğu eylemlerin içindeyim. direnişi kimse örgütlemedi, kimse böyle bir direniş beklemiyordu, türkiye’nin dört bir yanına yayıldı direniş ve yayılmaya devam ediyor…
dün hatay’da, önceki gün de istanbul’da 2 genç hayatını kaybetti. isyan yayılmaya devam ediyor, partileri (bdp’yi bile) aştı, parlamentodaki partiler isyanın gerisinde kaldılar. gerçek halk hareketine dönüştü, belkide bu isyana gelecekte ‘’çapulcular hareketi ve isyanı’’ denecek bilemiyorum.
neyse yazıda girdiğim kemalizm meselesi ile bitireyim, kemalistlerle /ulusalcılarla yan yana oluyorum sokaklarda eylemlerde demiştim, bu beni şimdilik rahatsız etmiyor, aynen benim incindiğim gibi ulusalcı bir arkadaşım da  incinmiş başbakanın küstahlığından. benim için taksim, özgürlük ve adalet mücadelesinin bir simgesi  olduğu için sahip çıkıyorum. kemalist / ulusalcı arkadaşım cumhuriyetin simgesi olduğu için sahip çıkıyor.
devrimci durum bu olsa gerek, bazen birbirine düşman görünen, birbiriyle mücadele etmiş hasım güçler farklı nedenlerle bile olsa aynı simgeye sahip çıkmak için yanyana olabiliyorlar.
başbakanın ve de muhalefet partilerinin de (bence) anlamadığı paradigmanın değiştiği. mhp ve bdp
geri çekilerek bu durumu kavramaya başladıklarını gösterdiler, sanırım chp’te geri çekilmeye başladı.
(cumhurbaşkanı ile kılıçdaroğlu’nun görüşmesi)  ancak, öfkenin öznesi başbakan hala halka höt zöt çekiyor. umarım kuzey afrika gezisi sırasında sakinleşir ve taksim için özür diler ve geri çekilme erdemini gösterir. eğer höt zöte devam ederse neler olur bilinmez. unutmayalım kaos bazen iyidir ama sürekli kaos yıkımdan başka birşey getirmez. kemalistin de, anti kemalistin de, kürdün de, ermeninin de, solcunun da, komünistin de, anarşistin de, müslümanın da, hristiyanın da, musevinin de, ateistin de, feministin de, öğrencinin de, gay’in de lezbiyenin de, seks işçisinin de, kadının da, çocuğun da, yaşlının da, gencin de derdi özgürlük, adalet ve kendisine saygı duyulmasını istemek…

saygılı bir türkiye için, hep beraber olmaya ne dersiniz?