ben kemalist değilim, ve
kemalizme karşı mücadele ettim ediyorum, o nedenle referandumda yetmez ama evet
diyenlerdenim... ancak başbakanın kullandığı dili va saygısız üslubuna da karşı
çıkıyorum. ''yanlış cumhuriyet'' diye adlandırdığım (nişanyan'ın sevdiğim
kitabından alıntılayarak) cumhuriyetin
yapmış olduğu (nedeni ne
olursa olsun) bazı yapıları
hunharca yok etmeye çalışmak,
cumhuriyetin yaptıklarından (osmanlı tarihini, kültürünü yok saymak gibi) ne
farkı var?
taksim’de yapılmaya çalışılan
tam da bu işte. çünkü taksim cumhuriyetin bir meydanı, bu meydan yok edilmeli
cumhuriyetin izlerinden biri daha silinmeli mantığı ile yaklaşıyor duruma
başbakan ve onun gibi düşünenler. taksim’in bir başka simgesel özelliği daha
var. taksim 1 mayıslarla direnişin, işçi sınıfının, adalet ve özgürlük
isteyenlerin de simgesi olmuş durumda. onyıllarca süren mücadele sonucunda,
büyük bedeller ödeyerek taksim özgürlük ve adalet arayışının da, 1 mayısın da
meydanı oldu.
taksim, ne gariptirki hem cumhuriyetin,
hem de yıllarca cumhuriyete muhalif olan adalet, özgürlük isteyenlerin
devrimcilerin, komünistlerin, anarşistlerin yeşilcilerin, kürt özgürlük
hareketinin ve yok sayılan ermenilerin de simgesi oldu.
başbakan ve onun
yakınındakiler cumhuriyetin taksim’de yaptıklarına saldırırken, özgürlük ve
adalet arayanlara da saldırdığını biliyordu.
şimdi, taksim için kemalistlerin
de olduğu eylemlerin içindeyim. direnişi kimse örgütlemedi, kimse böyle bir
direniş beklemiyordu, türkiye’nin dört bir yanına yayıldı direniş ve yayılmaya
devam ediyor…
dün hatay’da, önceki gün de istanbul’da
2 genç hayatını kaybetti. isyan yayılmaya devam ediyor, partileri (bdp’yi bile)
aştı, parlamentodaki partiler isyanın gerisinde kaldılar. gerçek halk
hareketine dönüştü, belkide bu isyana gelecekte ‘’çapulcular hareketi ve isyanı’’
denecek bilemiyorum.
neyse yazıda girdiğim kemalizm
meselesi ile bitireyim, kemalistlerle /ulusalcılarla yan yana oluyorum
sokaklarda eylemlerde demiştim, bu beni şimdilik rahatsız etmiyor, aynen benim
incindiğim gibi ulusalcı bir arkadaşım da incinmiş başbakanın küstahlığından. benim için
taksim, özgürlük ve adalet mücadelesinin bir simgesi olduğu için sahip çıkıyorum. kemalist /
ulusalcı arkadaşım cumhuriyetin simgesi olduğu için sahip çıkıyor.
devrimci durum bu olsa gerek,
bazen birbirine düşman görünen, birbiriyle mücadele etmiş hasım güçler farklı
nedenlerle bile olsa aynı simgeye sahip çıkmak için yanyana olabiliyorlar.
başbakanın ve de muhalefet
partilerinin de (bence) anlamadığı paradigmanın değiştiği. mhp ve bdp
geri çekilerek bu durumu
kavramaya başladıklarını gösterdiler, sanırım chp’te geri çekilmeye başladı.
(cumhurbaşkanı ile
kılıçdaroğlu’nun görüşmesi) ancak,
öfkenin öznesi başbakan hala halka höt zöt çekiyor. umarım kuzey afrika gezisi
sırasında sakinleşir ve taksim için özür diler ve geri çekilme erdemini
gösterir. eğer höt zöte devam ederse neler olur bilinmez. unutmayalım kaos
bazen iyidir ama sürekli kaos yıkımdan başka birşey getirmez. kemalistin de,
anti kemalistin de, kürdün de, ermeninin de, solcunun da, komünistin de,
anarşistin de, müslümanın da, hristiyanın da, musevinin de, ateistin de, feministin
de, öğrencinin de, gay’in de lezbiyenin de, seks işçisinin de, kadının da,
çocuğun da, yaşlının da, gencin de derdi özgürlük, adalet ve kendisine saygı
duyulmasını istemek…
saygılı bir türkiye için, hep
beraber olmaya ne dersiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder