7 Temmuz 2013 Pazar

haziran'dan temmuza direniş...

türkiye 2013 hazira'nı na hiçbirimizin beklemediği bir şekilde girdi; direniş bu şeklin adıydı. devlet böyle bir direniş beklemiyordu ki hazırlıksız yakalandı, barikat savaşlarında yenildi ve taksim'i terk etti. gezi parkı'nda kömün kuruldu, neredeyse 20 gün içi kan ağlayarak bu kömünü izledi. sonra toparlandı ve saldırıya geçti. ancak isyan gezi parkı'ndan mahallelere yayıldı. tartışılıyor, yeni kömünler oluşturuluyor ve hayat artık eskisi gibi devam etmiyor. devlet için de, insanlar için de.

devlet diyorum, şimdi akp devletin ta kendisidir. daha önceki devletin sahiplerinden hiçbir farkı yoktur. müslüman sunnidir, ve milliyetçidir. tek farkı, baş örtüsü takmış olanıdır. refleksleri aynıdır. yalancıdır, saldırgandır. devleti halkının üstünde tutar (baş örtülü devlet bunu söylemese de) o nedenle uzlaşma kültürü yoktur. her hak arayışını, kendine karşı yapılmış bir komplo olarak görür.

gezi direnişi başladığından bu yana devlet söylenebilecek tüm yalanları söyledi, (camide içki içtiler vb.) her türlü kışkırtıcılığı yaptı. (kalan %50'yi zor tutuyorum vb.) ayrımcılığa başvurdu (kendi mitingine bedava insan taşırken, karşı eylemlerde metro kapatma ve polis saldırısını hazır tutma vb.) bütün bunlar devletin refleksleri idi. daha önce yaptıklarının da bundan farkı yoktu. (1 mayıs 1977 saldırısının ardından, taksim'i yıllarca muhaliflere kapaması gibi. 12 eylül'ün ilk günlerinde cuma akşamları bayrak merasimi yapardı cunta taksim'de)

devlet, her daim kendini korumayı bildi, varolan duruma göre örgütlendi. 1968 hareketi, 1974'te yığınsal bir harekete evrildi, dönemin koşulları gereği, sosyalist fikirler yayıldı, filizlendi, doğal olarak bir çok farklı fraksiyon (70'lerde başını sscb'nin ve çhc'nin çektiği iki ana akım vardı, türkiye sosyalistlerinin de bundan etkilenmesi kaçınılmazdı) oluştu, yayıldı, kök saldı. sosyalist fikirler yayıldıkça devlet tedirgin oldu. o dönemlerin baş örtüsüz devleti yine yalana ve saldırganlığa başvurdu.

tarihin garip cilvesi ,devlet 1950'den sonra ideolojik kurucularının (chp) olmadı / olamadı. bu devletin ele geçirilmesi değildir. devletin bizatihi kendini var etme operasyonudur. devletin kuruluş felsefesinde yer alan, cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve inkılapçılık bugün de değişmemiştir. (bunların neden değişmediğini bir başka yazıya bırakayım.) devlet doğası gereği kendini halkına karşı korumuş ve çeşitli biçimlerde takiye yaparak, halka yalan söylemeye devam etmiştir / edecektir de.

devletin modüler yapısından yola çıkacak olursak, haziran direnişinden epey bir ders aldığı ve ona göre yeni taktikler geliştireceği kaygısı bende hep varolmuştu. en önemli taktiği muhalif güçleri bölmek olduğundan lice kıyımı sonrası zihinlerde oluşan batı'nın ve doğu'nun birbirini anlama ve tabanda barışın örülmesi tehlikesini derhal farketmiş. kürdistan'daki demokratik tepkilere önce saldırmış, ardından saldırısını kesmiş, çözüm sürecini devam ettirmeye karar kılmıştır. bu durum da kürt özgürlük hareketinin batıdaki direnişe başında kendiliğinden olan katılımını engellemiştir.

ikinci önemli taktiği, 6 temmuz akşamı taksim'de göstermiştir. gezi'nin açılışına giden, demokratik haklarını kullanan halka, acımasızca ve yeni taktiklerle saldırmıştır. en önemli uygulaması, barikatlara karşı yanında iş makinaları ve kamyonlarla saldırısıdır. barikat direnişçilerin yeniden toparlamasını sağlar, güçlerini birleştirmesini sağlar ve direnişçileri polis teröründen korur. bunu bilen ve yaşayan devlet resmi milislerini (polis) yeni araçlarla tahkim etmiştir.

üçüncü önemli taktiği (ki bunu kendi tarihinde defalarca  denedi ve başarılı oldu) sokaklara paramiliter milis güçlerini açıkça salmak olmuştur. (bunlar, sivil polisler de olabilir, civardaki esnafta, önemli olan elinde pala ile önüne gelene saldırmasıdır.) bunun nedeni açıktır, direnişe katılan insanların gözünü korkutmaktır. devletin resmi milisleri insanların gözünde hala daha korkulacak, çekinilecek bir güç değildir, günün sonunda herkesin polisidir. (evinize hırsız girdiğinde polise gidersiniz.) ancak eli palalı paramiliter güçler korkulacak, çekinilecek ve herşeyi yapabilecek güçlerdir. devlet bunu bilir ve bu güçleri el altında tutar. 

devlet ilk defa bu kadar korkmuş, ilk defa bu kadar kendi içine çekilmiştir, o nedenle yeni taktikler deneyecek, belkide daha açık cinayetler işleyecek / işletecektir. insanlardaki korku devletin en büyük kaynağıdır. haziran direnişinde insanlar korku duvarını aştılar, ben temmuza evrilen direnişte devletin, insanları yeniden korku duvarına hapsetmeye çalışacağını düşünüyorum, ancak başarılı olabileceklerini sanmıyorum (politik öngörülerim tüm solcular gibi, hiç tutmadı bu arada, ama bunun tutacağını düşünüyorum) 

devlet, bu toprakların batısını ve doğusunu bölemeycektir. kürt özgürlük hareketi de hem batıda hem de doğuda daha yığınsal katılacaktır demokratik serhildanlarına. insanlar sokaklarda, iş makinalarının aşamayacağı yeni barikat yapma teknikleri geliştireceklerdir, devlet yeni barikatları yıkamayacaktır (en azından bir süreliğine) devlet paramiliter güçlerini sokaktan çekmek zorunda kalacak veya paramiliter güç bulamayacaktır ( 6 temmuzu 7 temmuza bağlayan gece palalı adamın tc kimlik numarası dahil sosyal medyaya mal olmuştu bile :-) son olarak herşeyden önce devlet o çok istediği şiddet sarmalına insanları çekemeyecektir. 

hoşgeldin, temmuz. bu daha başlangıç, mücadeleye devam ediyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder